21 Aralık 2009

"Eksen Kayması"


Son günlerde basında kendisine sıkça yer bulan "Türkiye Eksen Kayması mı yaşıyor?" önermesi farklı bir bakış açısından değerlendirildiğinde, bu tezin arkasında yatan fikirler rahatlıkla ortaya çıkmaktadır. Bu durumun uluslararası ölçekte tartışılması ve neticede Türkiye'nin eksen kayması yaşadığı ve Avrupa'dan uzaklaştığı tezinin, bir takım bölgesel güçlerin elini güçlendirdiği aşikardır. Zira söz konusu devletler, bu yolla Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelikten kendi isteğiyle vazgeçtiğini savunacak ve oyunbozan rolünden de böylece sıyrılacaklardır. Ancak işin aslını görebilenler için durum biraz farklı. Uluslararası ilişkiler ile ilgilenen veya dünya gündemini takip edenlerin pek de zorlanmadan anlayabilecekleri üzere yukarıda sözünü ettiğimiz ülke Fransa'dır. Fransa, özellikle Nicolas Sarkozy'nin iktidara gelmesinden itibaren Türk karşıtlığında aşırı uçlara ulaşmıştır. Türkiye'nin tam üyeliğine her fırsatta karşı çıkan ve bunu açıkça dile getirmekten çekinmeyen Fransa, Türkiye'nin eksen değiştirdiği iddialarından en çok faydalanan ülke görüntüsündedir.

Eksen Kayması iddiaları, Fransa haricinde İsrail'in de iç ve dış politikasına etki etmektedir. 2008'in sonlarına doğru İsrail-Suriye arasındaki barış görüşmeleri sürmekteyken, İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Ankara'da Başbakanlık Konutu'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile geç saatlere dek müzakerede bulunmaktayken ve hatta Erdoğan tıkanıklığı açmak amacıyla Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı telefonla aradığı sırada İsrail uçakları Gazze Şeridi'ni bombalamaktaydı. Bu durum doğal olarak Türk tarafında büyük bir tepkiyle karşılanmış, İsrail'in samimiyetsizliği Ocak 2009'daki Davos Zirvesi'nde Başbakan Erdoğan'ın sözlerine ve mimiklerine de yansımıştı. Sonrasında iptal edilen askeri tatbikatlar ve askeri teçhizat anlaşmaları Türkiye-İsrail ilişkilerine farklı bir boyut katmış, arada soğuk rüzgarlar esmesine sebep olmuştur.

Tam da bu dönemde Fransa-İsrail ilişkilerinde gözle görülür bir ilerleme kaydedilmiştir. Öyle ki, bu iki ülkenin önceki konumlarını tamamıyla terk edip, Türkiye karşıtı bir eksende biraraya geldikleri dahi iddia edilebilir. Fransa, Türkiye'nin yerine Suriye ile ilişkilerde arabulucu rolü üstlenmek istemiş, son dönemlerdeki İsrail-Fransa ilişkileri uzmanlar tarafından balayı olarak nitelenmiştir. Bu durum, kendisini İran'ın nükleer programı konusunda da göstermiş; Türkiye, İran'ın nükleer güç olmasını destekleyen bir ülke konumuna sokulmak istenmiştir. 2002'den bu yana izlenen Türk Dış Politikası'nın böyle bir gelişmeye imkan tanımayacağı su götürmez bir gerçek olmasına rağmen...

Türkiye'nin eksen kayması yaşadığı iddialarına sebep olan bir diğer önemli etken de ülkemizin Orta Doğu-Balkanlar-Kafkaslar üçgeninde oynadığı önemli rolden kaynaklanmaktadır. Bölgesel bir süper güç olarak Türkiye'nin, yakın çevresindeki gelişmelere duyarsız kalması düşünülemez. Ancak bu durum, daha önce bu rolü oynayan İsrail gibi devletleri doğal olarak rahatsız etmekte, onları farklı arayışlara sevketmektedir.

Türkiye'nin artan bölgesel ve küresel gücüne tek başına karşı durmakta yetersiz kalan devletler, güçlerini birleştirerek ve Türkiye'yi izlediği yoldan döndürmeye çalışarak bu durumla baş etmeye çalışmaktadırlar. Son olarak belirtilmesi gerekense, Türkiye'nin eksen kayması yaşamadığıdır. Türkiye Cumhuriyeti, 1923'ten beri aynı eksende hareket etmektedir. Ancak kendi eksenleri değişenler bunu idrak edememekte, Türkiye'nin farklı yönlerde ilerlemesini kaldıramamaktadırlar.

0 yorum:

Dünya Gündemi Analizleri Hakkında

Bu blog, uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmeleri takip etmek ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla oluşturulmuştur. İçinde yer alan yazı, yorum ve analizlerin tamamı yazarın şahsi görüşleridir. Yazıların tüm sorumluluğu blog yazarına aittir.

Güncellemeler belli bir programa göre yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra her sabah çeşitli şekillerde güncellenmektedir. Yazılar hazırlanırken; ntvmsnbc, bbc türkçe, reuters, guardian, washington post, der spiegel, kommersant vs gibi kaynaklardan yararlanılmaktadır. Haber içerikleri bu kaynaklardan sağlanmakla birlikte, yorumlar ve analizlerin tümü blog yazarına aittir.

Blog içeriğinin, yazardan izin alınmaksızın kullanılması kanunen yasaktır. Kaynak göstererek veya yazarla irtibat kurularak yapılan alıntılara izin verilecektir.