13 Temmuz 2009

Nabucco Projesi


Son günlerde popülaritesi giderek artan bir doğalgaz boru hattı projesi olan Nabucco, ismini ünlü Babil Kralı Nebuchadnezzar'dan almaktadır. Rusya'nın enerji piyasasındaki baskın rolünü kırmayı ve Avrupa'nın doğalgaz ihtiyacını alternatif bir yoldan karşılamayı hedefleyen Nabucco, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi açısından atılan önemli bir adımdır. Zira günümüzde özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin, içinde Rusya bulunmayan bir proje sayesinde enerji ihtiyacını karşılaması neredeyse imkansızdır. İşte, Nabucco'nun önemi tam da buradan gelmektedir: Rusya'nın yüksek fiyatlarla sattığı doğalgazı bile her an kesebilecek olma ihtimalini, daha güvenli ve ucuz bir kaynakla ikame etmek. Birçok konuda birbirlerinden farklı politikalar benimseyen 9-10 ülke, bu hat sayesinde ortak bir paydada buluşacaklardır. Bu noktada hattın güzergahı ve taşıyacağı doğalgaz miktarıyla ilgili birkaç bilgi vermemiz gerekmektedir. Hattı dolduracak doğalgazın Azerbaycan ve İran'dan alınacağı kesinleşmiş olmakla birlikte, boru hattında yaşanan bir patlama sonrasında Türkmenistan'dan doğalgaz almayı kesen Rusya sayesinde, Türkmenistan'ın da Nabucco'ya katkıda bulunabileceği belirtilmektedir. İran'dan ve Azerbaycan-Gürcistan üzerinden Türkiye'ye ulaşacak olan boru hattı, Erzurumda birleşecek, hattın en uzun, en önemli ve en hayati kolu olan Türkiye bölümünü oluşturacaktır. Yaklaşık 2000 kilometresi Türkiye içinde olan Nabucco (toplam 3300 km), Erzurum'dan Ankara'ya oradan da Bulgaristan'a varacaktır. Türkiye'nin boru hattından ne kadar doğalgaz çekebileceği henüz belli olmamakla birlikte bu oranın %15 civarında olduğu konuşulanlar arasındadır. Bulgaristan'dan sonra Romanya, Macaristan, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti'ne kadar uzatılacak olan Nabucco'nun daha sonraki aşamalarda İtalya, Almanya ve diğer Doğu Avrupa ülkelerine ulaştırılması da planlanmaktadır.

Projenin en önemli yanının Rusya'yı ve Rus enerji devi Gazprom'u dışarda bırakması olduğunu belirtmiştik. Fakat yaşanan yeni gelişmeler ışığında durumun yakın gelecekte değişme ihtimali bulunduğunun da altını çizmemiz gerekir. Zira projeden dışlandığını hisseden Rusya, alternatif erneji hatlarına yönelmiş ve Türkiye, İran, Azerbaycan ve diğer Doğu Avrupa ülkelerini by-pass ederek Burgaz-Dedeağaç projesini geliştirmiştir. Ayrıca Türkiye'yi kendi safına çekebilmek amacıyla Mavi Akım-2 projesini ortaya atmıştır. Dolayısıyla, enerji arenasında Rusya'sız seçeneklerin giderek azaldığı bir ortamda, yıllık 31 milyar metre küp doğalgaz taşıması hedeflenen Nabucco'ya da Gazprom'un çok geçmeden katılacağı öngörüsünde bulunabiliriz.

Projede yer alan ülke liderlerinin katılımıyla, imzaları 13 Temmuz'da atılacak olan ve yapımına 2010'da başlanması planlanan Nabucco; Avusturya'dan OMV, Türkiye'den BOTAŞ, Macaristan'dan MOL, Bulgaristan'dan Bulgargaz ve Romanya'dan Transgaz'ın %20'şer hissesiyle beş ortaktan oluşan bir teşekküldür. Fakat geçen sene Alman RWE'nin katılımıyla altı ortaklı bir projeye dönüşmüştür. RWE'nin Nabucco'ya sonradan katılması, projede yer almak isteyen Fransız Total ve Gaz de France, Alman Ruhrgas, Polonyalı PGNiG, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR ve Rus Gazprom gibi şirketlerin elini güçlendirmiş, yeni katılımların önünü açmıştır.

Her ne kadar enerji sektöründeki bir atılım olarak değerlendirilse de, Nabucco'nun siyasi hamlelerden bağımsız olduğunu düşünmek yanlıştır. Bir yandan Rusya, İran'ı güvenilmez olarak nitelemekte, diğer yandan Türkiye, Fransa'nın katılımına karşı çıkmaktadır. Adı geçen tüm ülkelerin katılması ise projenin değerini düşürecek, planlanan hedeflerden uzaklaşılmasına neden olacaktır. Tüm bunlar biraraya geldiğinde, birçok devletin katıldığı bir siyasi poker oyunu ile karşılaşmaktayız: Politik eli en güçlü olan ve kozlarını en iyi oynayanın kazanacağı bir poker oyunu...

0 yorum:

Dünya Gündemi Analizleri Hakkında

Bu blog, uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmeleri takip etmek ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla oluşturulmuştur. İçinde yer alan yazı, yorum ve analizlerin tamamı yazarın şahsi görüşleridir. Yazıların tüm sorumluluğu blog yazarına aittir.

Güncellemeler belli bir programa göre yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra her sabah çeşitli şekillerde güncellenmektedir. Yazılar hazırlanırken; ntvmsnbc, bbc türkçe, reuters, guardian, washington post, der spiegel, kommersant vs gibi kaynaklardan yararlanılmaktadır. Haber içerikleri bu kaynaklardan sağlanmakla birlikte, yorumlar ve analizlerin tümü blog yazarına aittir.

Blog içeriğinin, yazardan izin alınmaksızın kullanılması kanunen yasaktır. Kaynak göstererek veya yazarla irtibat kurularak yapılan alıntılara izin verilecektir.