17 Haziran 2009

Davutoğlu Yorulmuyor


Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nu tanıtmaya çalıştığım 11 Nisan tarihli portre köşesinde, kendisinin fikirlerine ve görüşlerine yer vermiş, başarılı çalışmalarından ve siyasi/bürokratik geleceğinin çok parlak olduğundan bahsetmiştim. Yazının yayınlanmasından yaklaşık bir ay sonra, yeni kabinede Dışişleri Bakanlığı görevine layık görüldü. Önceleri bazı kesimlerden tepki çekmesine rağmen bugüne kadar bu görevi çok başarılı bir şekilde ifa etti. Büyük ilgi gören portre yazımdan sonra, bu yazıda da, henüz çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen Davutoğlu'nun gerçekleştirmeye vakıf olduğu yurtdışı ziyaretlerine göz atmak istedim.

Tetkik etmemiş olmama rağmen, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yoğun çalışan Dışişleri Bakanları'ndan biri olduğu aşikardır. Zira görevi devralır almaz, geleneksel olduğu üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) ziyaret etmiştir. (6 Mayıs) Hemen ertesinde cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da düzenlenen Enerji Zirvesi'ne katıldı. (8 Mayıs) Ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Ortadoğu konulu toplantısına katılmak üzere New York'a gitti. (9 Mayıs) İki gün ABD'de kaldıktan sonra yurda dönen Davutoğlu, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini görüşmek üzere başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan'a düzenlediği resmi ziyarete de iştirak etti. (13 Mayıs) Buradan Temmuz ayında AB Dönem Başkanlığı'nı devralacak olan İsveç'e geçerek, Stockholm'de temaslarda bulundu. (14 Mayıs) Oradan cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Suriye'ye gerçekleştirdiği ziyarete katıldı. (15-17 Mayıs)

Daha sonra Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki en üst düzeydeki karar organı olan Ortaklık Konseyi'nin toplantısına katılmak üzere devlet bakanı ve başmüzakereci Egemen Bağış ile birlikte Belçika'nın başkenti Brüksel'e geçti. (19 Mayıs) Bu tarihten sonra temaslarına bir müddet Türkiye'de devam eden Davutoğlu, KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün'ün ülkemize düzenlediği resmi ziyaret kapsamında, kendisini kabul etti. (20-22 Mayıs) Hemen ertesinde ise, İslam Konferansı Örgütü'nün (İKÖ) 36. Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılmak üzere tekrar Suriye'nin başkenti Şam'a gitti. (23-25 Mayıs) Burada bölgesel ve uluslararası meselelere dair ikili görüşmelerde bulunduktan sonra, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov'un davetine icabeten Bakü'ye geçti. (25-26 Mayıs) Davutoğlu'nun, KKTC'den sonra yaptığı ilk resmi ziyaret olan Azerbaycan ziyaretinde, (diğerleri çalışma ziyaretleri idi) ikili ilişkiler ve Kafkasya'da yaşanan son gelişmeler ele alındı. Yurda dönüşünden hemen sonra ise İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband'ı kabul etti. (26-27 Mayıs) Türkiye-AB ilişkileri, Türkiye-İngiltere ilişkileri ve Kıbrıs gibi konularının ele alındığı görüşmelerden sonra Davutoğlu, bir kez daha ABD yoluna düştü. (31 Mayıs-5 Haziran) 5 günlük çalışma ziyaretinde gittiği New York ve Washington'da, Türkiye'nin BMGK Dönem Başkanlığı, Türkiye-ABD ilişkileri, bölgesel ve küresel sorunlar üzerine temaslarda bulundu. Bunun yanı sıra Amerikan Türk Konseyi'nin düzenlediği konferansa da katıldı. Ülkeye döndükten sonra Ağustos ayında görev süresi dolacak olan NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer'in, üye ülkelere gerçekleştirdiği veda ziyaretlerinin Türkiye ayağında kendisiyle görüştü. Daha sonra Pakistan ve Afganistan ziyaretleri için yeniden ülkeyi terketti. (9-10 Haziran Pakistan, 11-13 Haziran Afganistan) Görüşmelerin temelini, ikili ve üçlü ilişkiler, terörizm, AfPak'da istikrar gibi konular oluşturmaktaydı.

Görüldüğü üzere bakan bir gün durup dinlenmeden, ardı ardına yurtdışı ziyaretleri gerçekleştirmiştir. Bu ziyaretlerde ele alınmadık mesele, değinilmedik sorun bırakmadan, Türkiye'nin bölgesel ve küresel vizyonunun gelişmine katkıda bulunmuştur. Türkiye o kadar aktif ve çok yönlü bir politika izlemektedir ve dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu o kadar yoğun bir tempoyla çalışmaktadır ki, 9 yaşındaki kızı Hacer babasını yeterince göremediğinden şikayet ederek, başbakana mektup yazmış ve "Tayyip amca lütfen babamı işten at" diyerek serzenişte bulunmuştur. Üstelik bakan tüm bu ziyaretleri yaparken, özel uçakla seyahat etmediği zamanlarda, kredi kartında biriken uçuş puanlarını (flight miles) kullanarak devlet bütçesinden yararlanmamayı tercih etmektedir. Kim ne derse desin, Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Türkiye için büyük bir şans ve dış politika açısından önemli bir figürdür.

1 yorum:

Mr_Jeune dedi ki...

Yazılarını keyifle okuyoruz mazhar.
Eline sağlık...

Dünya Gündemi Analizleri Hakkında

Bu blog, uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmeleri takip etmek ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla oluşturulmuştur. İçinde yer alan yazı, yorum ve analizlerin tamamı yazarın şahsi görüşleridir. Yazıların tüm sorumluluğu blog yazarına aittir.

Güncellemeler belli bir programa göre yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra her sabah çeşitli şekillerde güncellenmektedir. Yazılar hazırlanırken; ntvmsnbc, bbc türkçe, reuters, guardian, washington post, der spiegel, kommersant vs gibi kaynaklardan yararlanılmaktadır. Haber içerikleri bu kaynaklardan sağlanmakla birlikte, yorumlar ve analizlerin tümü blog yazarına aittir.

Blog içeriğinin, yazardan izin alınmaksızın kullanılması kanunen yasaktır. Kaynak göstererek veya yazarla irtibat kurularak yapılan alıntılara izin verilecektir.