Soğuk Savaş yıllarının sıcak çatışma sahalarından biri olan Kore'de, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Kuzey Kore) günümüze kadar ulaşan krizin baş aktörü konumundadır. 1948 yılında bağımsız olan Kuzey Kore, 1950'de Sovyetler Birliği (SSCB) ve Çin'in desteğini alarak Güney'e savaş ilan etti. II. Dünya Savaşı sonrasında esmeye başlayan soğuk rüzgarların, Batı ve Doğu bloklarını ilk kez karşı karşıya getirdiği bu savaş, Kuzey Kore'de 60 yıldır devam eden komünist rejimin de ilk adımlarını teşkil etmekteydi. Soğuk Savaş'ın bitmesi ve komünist rejimlerin birbiri ardına yıkılması Kuzey Kore'yi uluslararası arenada yalnızlığa, bu yalnızlık da ülkeyi nükleer güce sahip olma arzusuna itti. Bu düşünceler, ünlü lider Kim İl Sung'un ölümünden sonra (1994) yerine geçen oğlu Kim Jong İl tarafından hayata geçirildi. Tüm dünyayı karşısına almakta beis görmeyen Kuzey Kore, uranyum zenginleştirme programlarına başladı. NPT olarak bilinen Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'na taraf olan Kuzey Kore, önce ülkedeki yabancı uzmanları sınır dışı etti ve nükleer reaktörlerdeki kameraları kaldırarak Uluslararası Atom Enerjisi Kurulu'na (IAEA) meydan okudu. Daha sonra da 2003 yılında NPT'den çekildiğini açıkladı ve nihayet 2006'da ilk nükleer denemesini gerçekleştirdi.
43. ABD Başkanı George W. Bush'un, Irak ve İran ile birlikte "Şer Ekseni" içerisinde saydığı Kuzey Kore, geçtiğimiz günlerde geliştirdiği yeni uzun menzilli füzesi Taepodong II'nin yeni versiyonunu denedi. İlk denemesi 2006'da başarısız olan füzenin 4000-9000 km arası menzile sahip olduğu bilinmekte. Geçtiğimiz hafta ise Kuzey Kore ulusal haber ajansı KCNA'nın bildirdiği bir habere göre ülke, yeraltında başarılı bir nükleer deneme gerçekleştirdi. Haberin duyulması ile birlikte başta Güney Kore ve Japonya olmak üzere birçok ülke telaşa kapıldı. Acil güvenlik toplantıları yapan bu ülkelere Birleşmiş Milletler'i harekete geçirmeyi planlayan ABD ve Rusya da katılınca, Kuzey Kore, bir anda küçük bir canavara dönüşüverdi. Uluslararası toplumun büyük tepkisini çeken Kuzey Kore ve nükleer silah denemeleri de böylece dünya gündeminin ortasına yerleşti.
Afganistan ve Irak'ı işgal eden, gözünü İran ve Kuzey Kore'ye diken ABD, 60 yıl önceki politikalarının tam aksi yönde davranan Rusya ve nükleer başlık taşıyan bir Kuzey Kore füzesinin kapsama alanında yer alan diğer tüm devletler, bu krize ortak bir çözüm bulmak zorundadırlar. Barışçıl amaçlar gütmeyen, saldırgan bir siyaset izleyen Kuzey Kore'yi bu politikasından vazgeçirmek gerekmektedir. Tehlike hayata geçmeden önce her türlü önlem alınmalı, gerekirse Kuzey Kore izole edilmeli, bölgeye ve dünyaya kalıcı zararlar vermeden bu terörist devletin önü kesilmelidir.
0 yorum:
Yorum Gönder