Dünyada yaşanan seçim süreçlerini incelediğimiz serimizin dördüncü yazısında 6 Mayıs'ta gerçekleştirilen Güney Afrika başkanlık seçimlerini ve 23 Mayıs'ta yapılan Almanya başkanlık seçimlerini ele alacağız.
Güney Afrika'da devlet başkanı, meclisteki partilerin parlamenterleri tarafından seçilmekte. Hakkında onlarca (yolsuzluk, usulsüzlük, tecavüz, soykırım vs) iddia bulunan Jacob Zuma, bir önceki başkan ve ANC başkanı Thabo Mbeki'den parti yönetimini devralmasından sonra başına geçtiği Afrika Ulusal Kongresi (ANC) tarafından devlet başkanlığına aday gösterildi. Parlamentoda ANC'nin 264 milletvekili bulunmasına rağmen Zuma, 277 oy alarak başkan seçildi. Küçük çaplı bir kaosun hüküm sürdüğü Güney Afrika Cumhuriyeti'nde çoğunluğu oluşturan (%80) siyahlar ile azınlıkta kalan (%9) beyazlar arasındaki iktidar mücadelesinde, sosyalist demokrasi ve demokratik sosyalizm taraftarı ANC ve Jacob Zuma'nın iktidara gelmesi, kanaatimce sorunların çözümünde pek de etkili olmayacaktır. Zira her gün medyada yeni bir iddia ile gündeme gelen Zuma'nın başkanlık için uygun kişi olmadığı da konuşulanlar arasındadır. Zira Nelson Mandela liderliğinde (1994-1999) ırk ayrımcılığına (apartheid) karşı savaşan ANC'nin itibarı, yeni lideri tarafından sürekli zedelenmektedir.
Almanya'da ise Bundestag (Alman Parlamentosu) tarafından bir kez daha başkanlığa seçilen Horst Köhler, toplam 1224 oyun 613'ünü alarak en yakın rakibine 110 oy fark attı. CDU (Hristiyan Demokratlar), CDU'nun kardeş partisi olan CSU (Hristiyan Sosyal Birliği) ve FDP'nin (Hür Demokrat Parti) desteğini arkasına alan Köhler, 2004 yılında başladığı göreve 5 yıl daha devam etmeye hak kazandı. Daha önce IMF'de çalışmış bir finans uzmanı ve ekonomist olan Köhler'in görevine devam edecek olması, ekonomik krizle boğuşan Avrupa ve Almanya açısından da bir artıdır. Zira Avrupa'yı ve Dünya'yı krizden çıkarması beklenen ülkelerde, mevcut iktidarların ne tür politikalar izleyecekleri de merak konusudur.
Güney Afrika'da devlet başkanı, meclisteki partilerin parlamenterleri tarafından seçilmekte. Hakkında onlarca (yolsuzluk, usulsüzlük, tecavüz, soykırım vs) iddia bulunan Jacob Zuma, bir önceki başkan ve ANC başkanı Thabo Mbeki'den parti yönetimini devralmasından sonra başına geçtiği Afrika Ulusal Kongresi (ANC) tarafından devlet başkanlığına aday gösterildi. Parlamentoda ANC'nin 264 milletvekili bulunmasına rağmen Zuma, 277 oy alarak başkan seçildi. Küçük çaplı bir kaosun hüküm sürdüğü Güney Afrika Cumhuriyeti'nde çoğunluğu oluşturan (%80) siyahlar ile azınlıkta kalan (%9) beyazlar arasındaki iktidar mücadelesinde, sosyalist demokrasi ve demokratik sosyalizm taraftarı ANC ve Jacob Zuma'nın iktidara gelmesi, kanaatimce sorunların çözümünde pek de etkili olmayacaktır. Zira her gün medyada yeni bir iddia ile gündeme gelen Zuma'nın başkanlık için uygun kişi olmadığı da konuşulanlar arasındadır. Zira Nelson Mandela liderliğinde (1994-1999) ırk ayrımcılığına (apartheid) karşı savaşan ANC'nin itibarı, yeni lideri tarafından sürekli zedelenmektedir.
Almanya'da ise Bundestag (Alman Parlamentosu) tarafından bir kez daha başkanlığa seçilen Horst Köhler, toplam 1224 oyun 613'ünü alarak en yakın rakibine 110 oy fark attı. CDU (Hristiyan Demokratlar), CDU'nun kardeş partisi olan CSU (Hristiyan Sosyal Birliği) ve FDP'nin (Hür Demokrat Parti) desteğini arkasına alan Köhler, 2004 yılında başladığı göreve 5 yıl daha devam etmeye hak kazandı. Daha önce IMF'de çalışmış bir finans uzmanı ve ekonomist olan Köhler'in görevine devam edecek olması, ekonomik krizle boğuşan Avrupa ve Almanya açısından da bir artıdır. Zira Avrupa'yı ve Dünya'yı krizden çıkarması beklenen ülkelerde, mevcut iktidarların ne tür politikalar izleyecekleri de merak konusudur.
0 yorum:
Yorum Gönder