10 Nisan 2009

NATO Zirvesi (Strasbourg-Kehl)


3-4 Nisan tarihlerinde Fransa ve Almanya'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve NATO'nun kuruluşunun 60. yıldönümü nedeniyle çeşitli etkinliklerle renklendirilen zirvede, gündemdeki birçok uluslararası mesele masaya yatırıldı. Bunlar arasında Fransa'nın askeri kanada dönüşü, NATO'nun Afganistan politikası, ittifaka yeni katılan Arnavutluk ve Hırvatistan gibi ülkelerin durumu, NATO-AB ilişkileri, terörizmle mücadele ve NATO-Rusya ilişkileri gibi konular yer almaktaydı. Her ne kadar resmi gündemde yer almasa da, yeni genel sekreterin de bu zirvede belirleneceği konuşulmaktaydı. Zirvede tüm liderler başta Afganistan sorunu olmak üzere bir çok meselede görüş birliği içindeydi. Ancak konu Danimarka başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in genel sekreterliğine geldiğinde, Türkiye beklenen tavrını ortaya koydu. Önceki yazılarımızda belirttiğimiz üzere Türkiye'nin bu kararı veto etmeyeceği ancak bazı problemlerin halledilmesine yönelik tavizler elde edeceğine değinmiştik. Nitekim öyle de oldu, uzun süren ikna çabalarından sonra Türkiye, genel sekreter yardımcısı, NATO'nun Afganistan özel temsilcisi, silahsızlanmadan sorumlu NATO sekreteri yardımcı vekili pozisyonlarında Türk yetkililerin yer alması ve Rasmussen'in karikatür krizi nedeniyle Müslüman dünyasından özür dilemesi karşılığında yeni genel sekreteri veto etmeyeceğini bildirdi. Bunun yanı sıra, terör örgütü propagandası yapan Roj TV'nin ve terör örgütünün Danimarka'daki faaliyetlerinin kısıtlanacağı garantisini de aldı. Böylece zirveden en kazançlı çıkan ülke Türkiye oldu.

G-20 ve NATO zirvelerinde gözlenen en önemli olgu ise, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası saygınlığının giderek arttığıdır. İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin neredeyse yarım saat dil döküp başbakan R. Tayyip Erdoğan'ı ikna etmeye çalışması da Türkiye'nin kararlılığının göstergesidir.

Bunun dışında Strasbourg ve Kehl'de görüşülen meseleler arasında ittifakın gelecek yıllardaki güvenlik ve işbirliği anlayışının geliştirilmesi, Afganistan konusunda adımlar atılması ve NATO'nun genişleme süreci sayılabilir. Özellikle genişleme hususunda Rusya'nın görüşleri bilinmektedir. Durum böyleyken kapıda bekleyen ülkelerden Ukrayna ve Gürcistan'ın yakın gelecekte (ve hatta uzak gelecekte bile) NATO'ya dahil olmaları zor gözükmektedir. Ayrıca, uzmanların, daha fazla asker gönderildiği takdirde bölgedeki çatışmaların körüklenebileceği görüşüne katılmakla birlikte, Afganistan sorununa NATO müdahalesinin, ülkedeki kaosu biraz olsun dindirebileceği kanaatindeyim. Şüphesiz burada da Türkiye, ittifakın tek Müslüman ülkesi olarak önemli bir rol oynayacaktır.

Bütün bunlar bir yana, NATO'nun 60. kuruluş yıldönümü bir şeyi kesin olarak ispatlamıştır. O da uluslararası politikanın yeni başat aktörü Türkiye için zirvelerin, bundan böyle yalnızca fotoğraf çekiminden ibaret olmayacağıdır.

0 yorum:

Dünya Gündemi Analizleri Hakkında

Bu blog, uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmeleri takip etmek ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla oluşturulmuştur. İçinde yer alan yazı, yorum ve analizlerin tamamı yazarın şahsi görüşleridir. Yazıların tüm sorumluluğu blog yazarına aittir.

Güncellemeler belli bir programa göre yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra her sabah çeşitli şekillerde güncellenmektedir. Yazılar hazırlanırken; ntvmsnbc, bbc türkçe, reuters, guardian, washington post, der spiegel, kommersant vs gibi kaynaklardan yararlanılmaktadır. Haber içerikleri bu kaynaklardan sağlanmakla birlikte, yorumlar ve analizlerin tümü blog yazarına aittir.

Blog içeriğinin, yazardan izin alınmaksızın kullanılması kanunen yasaktır. Kaynak göstererek veya yazarla irtibat kurularak yapılan alıntılara izin verilecektir.