29 Haziran 2009

Darbe!


Türkiye'nin yıllardır yaşadığı, şu günlerde yeniden gündemde olan ve askeri güçlerin iktidarı cebren ele geçirmesi anlamına gelen vak'a, darbe. Ancak söz konusu darbe bu kez Türkiye'de konuşulduğu gibi bir "belge" üzerinden yapılmıyor. Latin Amerika ülkesi Honduras'ta solcu lider Manuel Zelaya, görev süresinin uzatılmasını öngören anayasa değişikliği referandumundan hemen önce askeri müdahaleye maruz kalarak Kosta Rika'ya sürgün edildi. Bölgedeki tüm rejimlerin birer birer sosyalizme dönüştüğü göz önüne alındığında Honduras'ta meydana gelen bu olay açıkcası herkes için bir süpriz oldu. Zira Kosta Rika'dan yaptığı açıklamada Zelaya, "Obama'dan bu darbenin arkasında olmadığına dair garanti istiyorum" diyerek darbenin adresi olarak ABD'yi gösterdi. Benzer tepkiler diğer solcu liderler Hugo Chavez, Rafael Correa ve Evo Morales'ten de geldi. Öyle ki Venezuela lideri Chavez ve Ekvador devlet başkanı Correa tepkilerini bir adım daha ileri götürerek Honduras'ta kendi ülke vatandaşları zarar gördüğü takdirde bu ülkeye askeri müdahalede bulunabileceklerini belirttiler. Ayrıca Amerika'dan darbenin kınanması talebinde bulundular.

ABD Başkanı Barrack Obama ise, Honduras'ta meydana gelen olaylardan üzüntü duyduğunu ve durumun gidişatından endişeli olduğunu söyledi. Aslında Honduras'ta yaşanan askeri darbe büyük ölçüde çevre faktörlerinden etkilenmeksizin gerçekleşen münhasır bir olay görünümündedir. Bana göre darbenin arkasında Soğuk Savaş yıllarının Amerikası'nı aramak yanlıştır. Zira ABD'nin CIA (Central Intelligence Agency) aracılığıyla Latin Amerika ülkelerinde karışıklık çıkarmaya yönelik dış politikası uzun zaman önce son bulmuştur. Dolayısıyla Honduras'ın kendine özgü bir durum ile karşı karşıya olduğu kanaatini taşımaktayım. Ancak Venezuela, Küba, Ekvador, Bolivya gibi sosyalist liderler tarafından yönetilen devletlerin olaya karışması işleri daha da karmaşık hale getirebilir. Honduras'ta tansiyon düşer düşmez mevcut başkan Manuel Zelaya'nın -ABD ve Latin Amerika ülkelerinin de telkinleriyle- bir an evvel görevine geri dönmesi hem bölgenin istikrar ve güvenliği hem de demokrasi açısından oldukça önemlidir.

2 yorum:

Mufakir Geridengelen dedi ki...

Merhaba Yasin;

Yazında darbenin Honduras'a özgü durumundan kaynaklandığını belirtmişsin. Bu kendine özgü şartları biraz açman mümkün mü?

MyT dedi ki...

Tabii. Honduras'ta başkan Manuel Zelaya, 2005 yılında seçilmesinin ardından, yönetimdeki yegane güç olma amacıyla birtakım uygulamaları hayata geçirdi. Bunlar arasında ülkedeki bütün radyo ve televizyonların her gün 2 saat boyunca Zelaya propagandası yapması gibi kararlar var. Böylece Zelaya rejimi, halkın, hatta kendi partisinin bile tepkisini çeken bir diktatörlüğe dönüşmeye başlamıştı. Ancak bir devlet başkanının tasvip edilmeyen uygulamaları, tek adamlığa yöneik politikaları mevcutsa bunu bertaraf etmenin yolu ona darbe yapmaktan değil, bir sonraki demokratik seçimlerde kendisine oy vermemekten geçer. Burada bir şeyi daha belirtmekte fayda var: Latin Amerika'daki diğer sosyalist iktidarlar da diktatörlük ile yönetildikleri suçlamalarına maruz kalmakta. Fakat buralarda halk, tamamen demokratik seçimler sonrasında seçtikleri liderleri desteklemekte, uygulamalarından rahatsız olmamaktadır. Honduras'ta halk desteği başlarda tecelli etmişse de, Zelaya'nın son eylemleriyle bu desteği kaybettiğini söylemek mümkün. Halk desteğini yitirmiş bir başkanın meşruiyetini kaybedeceği su götürmez bir gerçek. Ancak bu meşruiyetin ortadan kalktığının, siyaset ile uzaktan yakından ilgisi olmaması gereken bir kurum (ordu) tarafından dile getirilmesi yanlıştır. Türkiye'de bunun tam tersine alışık olduğumuzdan dünyada yaşanan gelişmelere de doğal olarak aynı perspektiften bakıyoruz. Belki de bakış açımızı değiştirmemiz en doğrusu...

Dünya Gündemi Analizleri Hakkında

Bu blog, uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmeleri takip etmek ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla oluşturulmuştur. İçinde yer alan yazı, yorum ve analizlerin tamamı yazarın şahsi görüşleridir. Yazıların tüm sorumluluğu blog yazarına aittir.

Güncellemeler belli bir programa göre yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra her sabah çeşitli şekillerde güncellenmektedir. Yazılar hazırlanırken; ntvmsnbc, bbc türkçe, reuters, guardian, washington post, der spiegel, kommersant vs gibi kaynaklardan yararlanılmaktadır. Haber içerikleri bu kaynaklardan sağlanmakla birlikte, yorumlar ve analizlerin tümü blog yazarına aittir.

Blog içeriğinin, yazardan izin alınmaksızın kullanılması kanunen yasaktır. Kaynak göstererek veya yazarla irtibat kurularak yapılan alıntılara izin verilecektir.