1800'lü yılların ortalarından itibaren başta İngiltere olmak üzere, Sanayi Devrimi'nin de etkisiyle Avrupa'nın dört bir yanında baş gösteren işçi hareketleri, 19.yy sonlarına gelindiğinde meyve vermeye başlamıştı. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi temel hedefinden yola çıkarak, çalışma saatlerinin düzenlenmesi, eşit işe eşit ücret gibi olguları savunan işçiler, İngiltere, Amerika ve Fransa'da grevler, gösteriler, yürüyüşler düzenlemek suretiyle tepkilerini ortaya koydular. Kısa sürede yayılan bu hareket, uzun uğraşlar ve mücadeleler sonrasında kazanılan hakları sembolize etmek üzere zamanla geleneksel bir hal alarak her yıl Mayıs ayının ilk günü, İşçi Bayramı adı altında kutlanmaya başladı. Önceleri burjuvazinin ve egemen sınıfın alt sınıfları özellikle de işçi sınıfını ezmesini engelleme, eşit haklar ve temel özgürlüklerin bir yansıması olarak görülen 1 Mayıs, zamanla siyasi ideolojiye alet olmaktan kurtulamamıştır. Bunda sınıf bilinci ve işçi hareketlerinin yükselmeye başladığı 19.yy sonları ve 20.yy başları önemli yer tutmaktadır. Özellikle Bolşevik Devrimi ile birlikte Marksizm, Komünizm, Sosyalizm gibi fikir akımlarının taraftarları 1 Mayıs'a ideolojik bir misyon yüklemek suretiyle görüşlerini pekiştirmeyi amaçlamışlardır. Oysa bazı ülkelerde 1 Mayıs, bu ideolojilerden tamamen bağımsız şekilde kutlanmakta, haklara sahip olmanın getirmiş olduğu coşku ortaya çıkarılmaktadır. Bu duruma verilebilecek en güzel örnek ise Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde İstanbul'da yapılan 1 Mayıs kutlamalarıdır. 1909-1913 yılları arasında yapılan 1 Mayıs törenlerinde insanlar, kendilerine çeşitli hakların sağlanması amacıyla biraraya gelerek gösteriler düzenlediler. Ancak 1. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle, ülkedeki olağanüstü durum nedeniyle kutlamalara bir süreliğine ara verdiler. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan hemen sonra 1923 yılında gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi'nde ise 1 Mayıs'ın Türkiye İşçileri Bayramı olarak kutlanması kararı ile birlikte işçilere bir takım haklar tanınması kararı da alındı. Ancak Sovyet rejimine yakınlık duyan bazı kesimlerin kutlamalara ideolojik açıdan yaklaşması, 1970'lerde 1 Mayıs'ı tam bir gerginlik odağı haline getirdi. Sonuçta 1977 yılında çıkan olaylar, Türk Siyasi Tarihi'ne kara bir leke olarak geçti.
Günümüzde gelinen noktada ise, artık örnek alınacak, imrenilecek komünist bir rejim bulunmadığından kutlamaların layıkıyla yerine getirilmesi beklenmektedir. Ancak bu seferde karşımıza hangi amaca hizmet ettiği aslında gayet açık olan fakat "bilinmeyen" bazı güçler çıkmakta, bu güçler 1 Mayıs'ı provokasyonlarına alet etmektedirler. İşçi ve emekçilerin hakları olan saygıyı görecekleri, kutlamalar yapacakları bu günde, insanımızın arasına sızan bazı kışkırtıcılar, gösterileri manipüle etmeye, amacından saptırmaya çalışmaktadırlar. Neticede her sene 1 Mayıs yaklaşırken kamuoyuna tedirginlik hakim olmaktadır.
Bu yıl alınan bir kararla 1 Mayıs'ın Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanması ve bu günün resmi tatil olması kesinleşmiştir. İşçinin, emekçinin sol görüşlüsü, sağ görüşlüsü, apolitiği, müslümanı, ateisti olmayacağından yola çıkarak, herkesin insan ve vatandaş olmanın getirdiği/gerektirdiği haklardan ve özgürlüklerden yararlanmasının zarureti, 1 Mayıs'a önem katmaktadır. Bu vesileyle, bu yılki Emek ve Dayanışma Günü'nün kutlu olması dileklerimle....
Günümüzde gelinen noktada ise, artık örnek alınacak, imrenilecek komünist bir rejim bulunmadığından kutlamaların layıkıyla yerine getirilmesi beklenmektedir. Ancak bu seferde karşımıza hangi amaca hizmet ettiği aslında gayet açık olan fakat "bilinmeyen" bazı güçler çıkmakta, bu güçler 1 Mayıs'ı provokasyonlarına alet etmektedirler. İşçi ve emekçilerin hakları olan saygıyı görecekleri, kutlamalar yapacakları bu günde, insanımızın arasına sızan bazı kışkırtıcılar, gösterileri manipüle etmeye, amacından saptırmaya çalışmaktadırlar. Neticede her sene 1 Mayıs yaklaşırken kamuoyuna tedirginlik hakim olmaktadır.
Bu yıl alınan bir kararla 1 Mayıs'ın Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanması ve bu günün resmi tatil olması kesinleşmiştir. İşçinin, emekçinin sol görüşlüsü, sağ görüşlüsü, apolitiği, müslümanı, ateisti olmayacağından yola çıkarak, herkesin insan ve vatandaş olmanın getirdiği/gerektirdiği haklardan ve özgürlüklerden yararlanmasının zarureti, 1 Mayıs'a önem katmaktadır. Bu vesileyle, bu yılki Emek ve Dayanışma Günü'nün kutlu olması dileklerimle....
0 yorum:
Yorum Gönder