2 Mayıs 2009

Haftanın Portresi : Rahm Israel Emanuel


Bu hafta, Obama başkanlığındaki yeni ABD yönetimin, Beyaz Saray'daki en üst yetkilisi (Chief of Staff) olan, Rahm Emanuel'i ele alacağız. 1959 yılında Amerika'nın Illinois eyaletinin Chicago şehrinde, Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Emanuel, katı Yahudi geleneklerine göre yetişmiş ve oldukça muhafazakar bir okulda ilk öğrenimini tamamlamıştır. Sarah Lawrence Koleji'ni bitirdikten sonra yüksek lisansını Kuzeybatı Üniversitesi'nde Hitabet ve İletişim üzerine yapmıştır. Babası Benjamin Emanuel, siyonist bir terör örgütü olan ve Filistin köylerine yaptıkları baskınlarla bilinen Irgun'un eski bir üyesidir. Kendisi de 1991'de Körfez Savaşı sırasında, gönüllü olarak İsrail kuvvetlerine katılmış ve bir süre kamyon freni tamiri gibi işlerde çalışmıştır. Siyasi kariyerine daha önceleri Chicago'da başlamış olsa da Bill Clinton'ın 1992 yılında yürüttüğü seçim çalışmalarında aktif görevler üstlenmiştir. 1993-1998 yılları arasında başkan Clinton'ın politik danışmanlığını yürütmüştür. Bu süre içerisindeki en önemli icraatı, Yitzak Rabin ve Yaser Arafat'ın Bill Clinton'ın sağında ve solunda yer alarak tokalaştıkları sahneyi planlaması olmuştur. 1998'de Clinton'ın tavsiyesiyle ünlü bir yatırım finansman şirketi olan Freddy Mac'te (Federal Home Loan Mortgage Corporation) üst düzey yönetici olarak çalışmaya başlamıştır. Bu yıllar içerisinde şirkette yaşanan yolsuzluklar ve büyük skandallara adının karışmasını engelleyememiştir. 2001 yılında, 2002'deki Temsilciler Meclisi Seçimleri'nde yarışmak üzere Freddy Mac'ten istifa etmiştir. Temsilciler Meclisi üyesi olarak geçen yıllarında, demokratik görüşleriyle bağdaşan bir çok komitede ve komisyonda görev almıştır.

Yahudi olmaktan gurur duyduğunu, kültürünü ve tarihini her zaman koruyacağını ve kollayacağını açıklayarak, Amerika'daki Yahudi Lobisi'nin desteğini de sürekli arkasına almıştır. Öyle ki, Clinton'ın başkanlığı kazanmasını sağlayan kampanyasında nereden geldiği belli olmayan 72 milyon dolarlık yardımın bile, Rahm Emanuel sayesinde kampanyaya aktarıldığı söylenmektedir. Konu İsrail'in savunması olunca sertlik yanlısı tutumu ve İsrail yanlısı tavrı nedeniyle kendisine Amerikan kamuoyu tarafından Rahmbo lakabı takılmıştır. İsrail-Filistin meselesinde Amerika'nın İsrail'in yanında yer almasını sağlayan ve sağlamaya devam edecek yegane politikacı olan Emanuel, Hamas'ın izole edilmesi, İran'a karşı taviz verilmemesi gibi İsrail taraflı politikaların da yaratıcısıdır. İsrail'in ve Yahudi Lobisi'nin Emanuel üzerindeki etkisi, Emanuel'in de Obama üzerindeki etkisi bilindiği için, Rahm Emanuel'in Washington politikalarında söz sahibi olması çok çeşitli çevreler tarafından sıklıkla eleştirilmektedir.

Barrack Obama'nın Hüseyin olan ikinci ismini sürekli gündeme taşıyan Türk basınının, Rahm Emanuel'in İsrail olan ikinci ismini, babasının eski bir terörist olduğu gerçeğini ve genel olarak Emanuel ile ilgili açıklayıcı ve nitelikli bilgilere, yazılara yer vermiyor olması şaşırtıcı olduğu kadar üzücüdür. Nitekim onyıllardır sözü edilen Amerikan-İsrail ortaklığının ete kemiğe bürünmüş hali, ilk defa Rahm Emanuel'in kişiliğinde kendini bulmaktadır. NBC'nin ünlü televizyon dizisi Heroes'da bile bir benzeri (Liam Samuels adıyla) konu edilen Rahm Emanuel'in dünyanın geri kalanı için önemsiz görülmesi kabul edilemez. Bu haftanın portresinden çıkardığımız sonuç ise şudur : Obama ile birlikte ABD Dış Politikası'nda oluşmaya başlayan bahar havasının gözlerimizi boyamasına izin vermemeli; yalnızca başkan, başkan yardımcısı ve dışişleri bakanına bakarak Amerikan politikalarını değerlendirmemeliyiz.

0 yorum:

Dünya Gündemi Analizleri Hakkında

Bu blog, uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmeleri takip etmek ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla oluşturulmuştur. İçinde yer alan yazı, yorum ve analizlerin tamamı yazarın şahsi görüşleridir. Yazıların tüm sorumluluğu blog yazarına aittir.

Güncellemeler belli bir programa göre yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra her sabah çeşitli şekillerde güncellenmektedir. Yazılar hazırlanırken; ntvmsnbc, bbc türkçe, reuters, guardian, washington post, der spiegel, kommersant vs gibi kaynaklardan yararlanılmaktadır. Haber içerikleri bu kaynaklardan sağlanmakla birlikte, yorumlar ve analizlerin tümü blog yazarına aittir.

Blog içeriğinin, yazardan izin alınmaksızın kullanılması kanunen yasaktır. Kaynak göstererek veya yazarla irtibat kurularak yapılan alıntılara izin verilecektir.