27 Mayıs 2009

Kilit Ülke : Bulgaristan


Avrupa Birliği'nin 2007'deki genişlemesinde bünyesine kattığı Bulgaristan'ın, uluslararası politikadaki önemi şu sıralarda yükselişe geçti. Zira Bulgaristan, AB üyesi olmanın getirileri, komşularıyla olan ilişkilerinde tutturmuş olduğu ölçü ve Batı ile Rusya arasında kurmaya çalıştığı denge sayesinde Balkanlar'da ve Karadeniz havzasında giderek daha kilit bir role soyunmakta. Bu rolünün pekişmesine en büyük katkıyı sağlacayak olansa, Azerbaycan ve İran petrolünü, Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak olan Nabucco Boru Hattı Projesi'dir. Nabucco sayesinde Balkanlar ve özellikle Doğu Avrupa, enerjide Rusya'ya olan bağımlılıklarını azaltmayı amaçlamaktadırlar. Türkiye'den sonra, projedeki en önemli ülke Bulgaristan'dır. Zira petrolü Avrupa'ya ulaştıracak olan ülkenin, AB üyesi olması Nabucco'nun etkin ve başarılı bir proje olmasının yolunu açacaktır.

Rusya'yı "by-pass" etmek suretiyle enerjinin Doğu'dan Batı'ya taşınması, şüphesiz Ruslara hamle yapma şansı tanımaktadır. Rusya Federasyonu (RF), öncelikle devlet kontrolündeki enerji şirketi Gazprom ve alt kuruluşları vasıtasıyla Nabucco Projesi'nde hisse sahibi olan şirketlerin bir kısım hisselerini satın almaya çalışmıştır. Bunda kısmen başarılı olsa da, Azerbaycan ve İran'ı tüm çabalarına rağmen ikna edememiştir. Bu silahı geri tepen RF, daha sonra Nabucco'ya alternatif başka yollar ve boru hattı projeleri üretmiştir. Bunlardan en önemlisi olan Güney Akım, Karadeniz'in altına döşenmesi planlanan boruları Bulgaristan'ın Varna kentinden karaya çıkarmayı amaçlamaktadır. 2008 yılında anlaşmaları yapılan Güney Akım'ın, Bulgaristan'dan sonra Yunanistan, İtalya ve Avusturya'ya ulaşması planlanmıştır.

Nabucco ve Güney Akım Projeleri'nin ikisinde birden yer alan kilit ülke Bulgaristan'ın yakın gelecekte bir seçim yapmak zorunda kalması muhtemeldir. Zira ucuz ve güvenilir enerjiye hasret kalan Avrupa'nın, Rus tehdidini görmezden gelmesi imkansızdır. Bu durumda AB üyesi Bulgaristan'ın, Avrupa'dan ve Rusya'dan gelecek baskılar yüzünden kendi başına karar alması zorlaşacak, daha fazla baskı ve yaptırım uygulayan tarafın dediği olacaktır. Son olarak, "Enerji Savaşları"nın hiçbir zaman gerçek savaşa dönüşme ihtimali bulunmadığını, bunun ekonomik ve dış politik bir silah olduğunu belirtip, devletlerin dış politikada karar alma süreçlerini etkileyen "Enerji" unsurunun, 21. yüzyılın ortalarına dek gündemi oluşturacağı öngörüsünde bulunabiliriz.

0 yorum:

Dünya Gündemi Analizleri Hakkında

Bu blog, uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmeleri takip etmek ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla oluşturulmuştur. İçinde yer alan yazı, yorum ve analizlerin tamamı yazarın şahsi görüşleridir. Yazıların tüm sorumluluğu blog yazarına aittir.

Güncellemeler belli bir programa göre yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra her sabah çeşitli şekillerde güncellenmektedir. Yazılar hazırlanırken; ntvmsnbc, bbc türkçe, reuters, guardian, washington post, der spiegel, kommersant vs gibi kaynaklardan yararlanılmaktadır. Haber içerikleri bu kaynaklardan sağlanmakla birlikte, yorumlar ve analizlerin tümü blog yazarına aittir.

Blog içeriğinin, yazardan izin alınmaksızın kullanılması kanunen yasaktır. Kaynak göstererek veya yazarla irtibat kurularak yapılan alıntılara izin verilecektir.