16 Mart 2009

Küba'da Değişimin Ayak Sesleri


İçinde bulunduğumuz 2009 yılı, Küba Devrimi'nin 50. yıldönümü, Fidel Castro'nun hastalığı sebebiyle yetkilerini kardeşine devretmesinin üçüncü yılı ve Amerika Birleşik Devletleri'nde başkan Obama'nın Beyaz Saray'daki ilk yılını temsil etmektedir. Tüm bunlar biraraya geldiğindeyse, Küba'da 50 yıldır süregelen politikaların giderek değişmesi beklenen bir yıl, 2009. Uzun yıllar boyunca üzerinde Soğuk Savaş'ın gölgesini taşıyan Küba, bugünlerde yeni dünya düzenine ayak uydurmaya çalışmakta. Zira "Commandante" ünvanına sahip üç kişiden biri olan Raul Castro (diğer ikisi Fidel ve Che), geçtiğimiz ay yarım asırlık devrim tarihinde eşi görülmedik bir yeniliğe imza attı ve Küba kabinesinde yeralan bakanların büyük çoğunluğunu değiştirerek herkesi şaşırttı. Küba'yı uluslararası arenaya entegre etme yolunda atılmış bu büyük adım, ABD tarafından hoş karşılanmış olacak ki, senato aldığı kararla Küba'ya uygulanan ambargoda bazı değişiklikler yaptı. Ambargoyu tamamen kaldırmamakla birlikte, ABD'nin yürürlüğe koyması beklenen kararlar arasında Küba'ya ilaç ve gıda ticaretinde kolaylık gösterilmesi ile vize uygulamalarındaki engellemelerin hafifletilmesi gibi önemli sayılabilecek konular yer almakta.

1962 yılından beri uygulanan bu ambargo, Küba'yı komünist devletler safında ABD karşıtı bir çizgide yer almaya itmiştir. Ancak Obama ile birlikte ABD-Küba diyalogunun önünün açılacağı tahmininde bulunmak yanlış olmayacaktır. Bu diyalog ile birlikte uzun yıllardır devam eden ambargonun kalkması ve Küba ile Amerika arasında yeniden diplomatik ilişkilerin kurulması sonuçlarıyla karşılaşılabilir. Zira ABD'nin ambargoyu kaldırmak için ileri sürdüğü tek şart Küba'da demokratik ve çok partili seçimlerin yapılmasıdır. Fidel'in sağlık durumunun iyiye gitmediği, kardeşi Raul'un ise ailesini siyasetten uzak tutmak istemesi, Küba'da yakın gelecekte demokratik seçimlerin yapılacağının işaretleri olarak görülebilir. Kabinede yapılan son değişiklikleri de bu bağlamda yorumlamak mümkündür.

Latin Amerika'daki sorunların tamamı değilse bile büyük kısmı, bölgedeki anti-Amerikan politikalar nedeniyle ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu meselelerin çözümü de bölgedeki ABD karşıtlığına çözüm bulmaktan geçer. Barrack Obama'nın kendisinden beklenilenleri yaparak bu meseleleri halledip halledemeyeceğini ise zaman gösterecektir.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Küba'da Raul Castro'nun Fidel'in yerini almasından itibaren değişim silsilesi yaşanacağı beklentileri uluslararası kamuoyunda beklenir olmuştur. Nitekim Raul'un attığı kimi adımlar bu beklentileri haklı çıkarmıştır. Ancak son yapılan hamle oldukça ciddidir. Kısa vadede Küba'da ciddi siyasal değişimler beklemek pek akılcı değildir. Ancak ABD de dahil olmak üzere uluslararası kamuoyunun tüm aktörleriyle aktif diyalog politikası Raul yönetimindeki Küba'nın yakın gelecek vizyonu olabilir gibi görünmektedir.

Dünya Gündemi Analizleri Hakkında

Bu blog, uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmeleri takip etmek ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla oluşturulmuştur. İçinde yer alan yazı, yorum ve analizlerin tamamı yazarın şahsi görüşleridir. Yazıların tüm sorumluluğu blog yazarına aittir.

Güncellemeler belli bir programa göre yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra her sabah çeşitli şekillerde güncellenmektedir. Yazılar hazırlanırken; ntvmsnbc, bbc türkçe, reuters, guardian, washington post, der spiegel, kommersant vs gibi kaynaklardan yararlanılmaktadır. Haber içerikleri bu kaynaklardan sağlanmakla birlikte, yorumlar ve analizlerin tümü blog yazarına aittir.

Blog içeriğinin, yazardan izin alınmaksızın kullanılması kanunen yasaktır. Kaynak göstererek veya yazarla irtibat kurularak yapılan alıntılara izin verilecektir.