6 Mart 2009

Ukrayna'da Neler Oluyor?


Ekonomik krizin tüm dünyayı derinden etkilediği şu günlerde, Karadeniz'in kuzeyinde 46 milyon nüfuslu bir ülke var ki, neredeyse iflasın eşiğinde; Ukrayna. Önceki yazılardan birinde bahsettiğimiz ekonomik verilere göre ülkenin iflas etme ihtimali %90. Son birkaç yıldır, önce Turuncu Devrim ile sonrasında da Rusya ile yaşadığı sorunlarla adından sıkça söz ettiren Ukrayna, bugünlerde çok zor durumda. Kriz öncesine kadar güvenilir ve stabil bir para birimi olan Ukrayna Hrivnası ise Amerikan Doları karşısında sürekli değer kaybetmekte. Kriz öncesine kadar 1 dolar, 5 hrivnayı geçmezken, yazıyı yazdığım şu sıralarda 7.8-8.0 hrivna ile bir dolar alınabilmektedir. Ülkede Batı yanlısı devrim, halkın beklentilerinin aksi yönde sonuçlar doğurmuştur. Bunların başında batıya güvenip Rusya'ya rest çekmenin ders niteliğindeki sonuçları yer almaktadır. İlk olarak 2005'te, daha sonra 2007'de, 2008'de ve 2009'un başında Rusya Federasyonu, Ukrayna'yı enerji konusunda köşeye sıkıştırmıştır. Rusya'nın temel tezi, Ukrayna'nın Avrupa'ya gitmesi gereken gazı çaldığı, daha diplomatik söylem ile kesintiye uğrattığı olmuştur. Başlarda açıklama yapmaktan kaçınmasına rağmen son krizde Ukrayna, karşılığını ödemediği doğalgazı ülke içi hatlara aktardığını kabul ederek bir anlamda enerji hırsızlığı yaptığını kabul etmiş oldu. Ancak bunu ne için yaptığı hiç araştırılmadı. Ekonomik durumu günden güne kötüye giden Ukrayna'da yönetim, bu gidişatı halka hissettirmemek, dolayısıyla Turuncu Devrim'in başarısız olduğu gerçeğini insanlardan saklamak amacıyla bu tür aksiyonların peşine düşmüştü. Doğaldır ki bu durum günümüzde birçok Ukraynalı tarafından idrak edilmiştir. Kiev merkezli bir araştırma merkezi olan Gorşenin Enstitüsü, Ukrayna çapında yaptığı ankette, gıda almak için para bulmakta zorlananların oranını %35 olarak belirlemiştir. Bu aynı zamanda ülkedeki her üç kişiden birinin karnını dahi doyuramadığı anlamına gelmektedir. %36.5 lik bir kesim ise gıda için para bulabildiklerini fakat giyim, ayakkabı vs gibi şeyler çin bulamadıklarını söylemişlerdir. Bana göre oran bundan fazladır. Zira ülke henüz açlık çekmese de çok yakın bir gelecekte gıda harcamaları için parası olmayanların oranı %50'leri bulacaktır. Bu verilere karşılık ülkede Sovyet sonrası dönemdeki özelleştirmeler sayesinde ortaya çıkan ve "oligark" olarak tabir edilen %1.1'lik kesim ise, herhangi bir maddi sıkıntısı olmadığını belirtmişlerdir.

Rus kaynaklı bir takım haber sitelerinde, Ukrayna'nın ilerleyen yıllarda Kırım üzerinden bir savaşla karşılaşacağı haberleri yayılmaktadır. Psikolojik harekat unsuru olarak değerlendirilmesi muhtemel bu tarz yorumlar, Ukrayna'yı yönetenleri telaş veya paniğe sevk ediyor mu bilinmez. Ancak demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi söylemlerle başa gelenler, bu günlerde despotik yönetim anlayışları sergilemek suretiyle politikalarında 180 derecelik dönüşümler geçirdiklerini ispatlamaktadır.

Her şeye rağmen, bir belgeye el koymak amacıyla, devletin en büyük enerji şirketinin (Naftogaz) ofisine gizli servis (SBU) elemanlarını göndermekten imtina etmeyen bir devlet başkanı ve böyle bir eylemin doğrudan muhatabı olan bir başbakan ile Ukrayna'nın ekonomik krize ne kadar daha dayanabileceği tartışma konusudur.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Tarafsız analizlere dayanan yorumlarınızı beğenerek okuyorum. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Adsız dedi ki...

Leonid Kuchma gibi bir vatanseveri görevinden eden küreselleşmeci zihniyeti kınıyorum.İsabetli tespitlerinizle başarılı bir yazıya daha imza atmışsınız.Tebrikler.

Adsız dedi ki...

Sayın MyT,
Derin analizlerinizden çok faydalanıyoruz.Yenilenebilir enerji fiyatlarının giderek düştüğü bir ortamda Rusyanın müdahaleci politikalarını nasıl okumalıyız?Fosil enerji fiyatlarının düşmesi aslında kime yarıyor?ABD yenilenebilir enerji konusunda ilerleme kaydetmişken fosil enerji fiyatlarının düşmesi bu yeni teknolojilerin rekabetçi olmaktan uzaklaşmasına neden olabilir mi?Özellikle bu konuda bir yazınızı bekliyorum.

Dünya Gündemi Analizleri Hakkında

Bu blog, uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmeleri takip etmek ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla oluşturulmuştur. İçinde yer alan yazı, yorum ve analizlerin tamamı yazarın şahsi görüşleridir. Yazıların tüm sorumluluğu blog yazarına aittir.

Güncellemeler belli bir programa göre yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra her sabah çeşitli şekillerde güncellenmektedir. Yazılar hazırlanırken; ntvmsnbc, bbc türkçe, reuters, guardian, washington post, der spiegel, kommersant vs gibi kaynaklardan yararlanılmaktadır. Haber içerikleri bu kaynaklardan sağlanmakla birlikte, yorumlar ve analizlerin tümü blog yazarına aittir.

Blog içeriğinin, yazardan izin alınmaksızın kullanılması kanunen yasaktır. Kaynak göstererek veya yazarla irtibat kurularak yapılan alıntılara izin verilecektir.